28 Nisan 2012 Cumartesi

olaylı hafta


biliyorum, yine uzun bi ara verdim yazmaya. ama yazacak durumda değildim pek. tatil dönüşüm sonrası ofiste garip bi ortamla karşılaştım. dedikodu mahiyetinde şeyler olmuş. geçenlerde bi yazıda da bahsettiğim iğrenç insanın saygısız tavırlarına bikaç gün dayanabildim. sonrasını hatırlamak bile istemiyorum. iş hayatımın en sert ve saygısız tartışmasının içine girdim. tartışmanın sonunda da masama gelip eşyamı alıp çıktım. ama hem bu kadar gergin hem bu kadar hafiflemiş olduğum bi durumu yaşamamıştım. biçok insanın yapmak isteyip yapamadığı şeyi yapmıştım.

akşam genel müdür aradı, yanında da benim yöneticim vardı. durumu anlattım, anlarmış gibi yaptı ama en ufak fikrinde bi değişim olduğunu düşünmedim. ne de olsa anlamadığım bir şekilde onu hamisi gibi davranıyor. bana onu haklı çıkarmaya çalışınca "kusura bakmayın ama onu neden bu kadar koruduğunuzu anlamıyorum, sizin dışınızda herkes onun hakkında farklı düşünüyor" dedim ve daha uzatmadan sustum. aslında o an sert çıkışsa bildiğin istifa etme noktasına gelecektim ama şaşırttı beni ve sustu. sanırım haklı olduğumu düşündü bir an :) neyse, güldüğüme bakmayın. şimdi yazarken bile geriliyorum. neyseki o geceyi yakışıklı ile geçirdim de yatıştım.

işe gitmedim sonraki gün. insan kaynaklarından aradı, zaten arkadaşım. bi süre işe gelmek istemediğimi, o öküzle karşılaşmak istemediğimi ve uzaktan çalışacağımı söyledim. "tamam ben bi şekilde anlatırım" dedi, sonra da aramadı zaten. yakışıklı bursa'ya gitmemi tavsiye etti. bunu bi emir sayıp yola çıktım. surpriz oldu bizimkilere de ama cidden iyi geldi bu bikaç bana da onlara da. 

biraz önce geldim istanbul'a, yakışıklıyı bekliyorum yemeğe çıkmak için. onu beklerken olanları yazmak istedim. 

aslında başka bişey daha oldu ama onu da ayrıca anlatırım :) 

19 Nisan 2012 Perşembe

refakatçi

yazamadım.uzaklardayım yine. ama iş için değil.
yakışıklının işyerinde bi durum oldu, bi haftalığına buraya gelmesi gerekti. ben de hazır fırsat, atlayıp geldim onunla. pek birlikte gezme fırsatımız olmuyor ama güzel yine de akşamları birlikte takılmak. ben gün içinde yakın şehirlere gidip geldiğim bile oldu. yada dizi izliyorum otel odasında :) 

uzun süredir olmadığım kadar iyiyim şuanda. ama özledim evimi. 
neyse, döneceğiz iki güne zaten. 

detayları o zaman anlatırım artık :)

13 Nisan 2012 Cuma

ne görüyorsun

tumblr'da gördüm. hoşuma gitti. ama benim gördüğümden anladığımdan çok sizin aklınıza neler getireceğini merak ettim?

o zaman sorayım, sen ne görüyorsun üstteki resimde?

foto=tumblr, greenoha

11 Nisan 2012 Çarşamba

fırında tavuk


uff çok sinir oldum.

yakışıklı erken çıkmış bugün alışveriş yapmış. sonra da yemek hazırlamış, hatta tatlı bile. ben yoldayken aradı, sürpriz oldu. bi tek su kalmamış evde, onu al gel dedi. "ne hazırlamış sevgilim?" diye sordum, söylemedi. ısrar ettim. söyleymek için patavatsızlık edip "ya söyle, sevmediğim bişeyse biyerlerde atıştırıp geleyim" dedim. fırında tavuk ve pilav yaptığını söyledi. ikinci kez patavatsızlık ederek "öğle yemeğinde de aynısını yedim" dedim. ama hakkaten öğle yemeğinde aynısını yemiştim :( gerildi, kızdı biraz. hatta mır mır bişeylerde söyledi, telefonda duyamadım. "şaka yapmıştım" desem de dinlemedi, sonra kapattı. ben de aramadım. arabayı çekip markete girdim, su aldım, başka bi iki şey aldım. telefonun üzerinden 10 dk geçmişti ki yakışıklı aradı tekrardan. "gelecek misin?" diye sordu, hiçbişey olmamış gibi "geliyorum" dedim.

eve vardım, kapıyı açtı. sarıldım ama soğuktuk ikimizde. yemekte bir iki gülüştük ama ikimizde kızgın ve kırılmışız. garip bi durumdu. aynı gün içinde ikinci kez aynı yemeği yememe rağmen çok güzeldi. tatlıyı yerken tam moralimiz yerine gelmişti ki, annesi aradı. misafirleri gelmiş, çıktı o da.

demin de aradım, özür diledim. cevap olarak beni sevdiğini söyledi. keşke bunu yanyana iken yapabilseydik :(

3 Nisan 2012 Salı

güzel şeyler

ben normalde çok kolay korkan biri değilimdir. yıllardır yalnız yaşadığım için korku filmi de izlerim rahatlıkla tek başıma. yakışıklı geçen hafta sabahtan aradı beni, rüyasını anlattı. rüyada evde çok pis görünen bi adamın arkadan bana yaklaştığını, hırsız sanıp peşimden geldiğini, böyle dizi gibi bişeyler anlattı. aklım takıldı ister istemez. gece uyurken. cuma yanımda uyuduğu için sorun olmadı ama cumartesi acaip rahatsız oldum bu fikirden. bunu dile getirdim pazar kahvaltıda. pazar gece 12ye yaklaşırken geldi. ben de yeni dalmışım, uyandım kapıyı açtım o geldi diye şaşırdım. sevindim ama direkt yıkılmışım yatağa. o da gelip uyudu yanımda. dün de korkuyorum falan deyip ikna ettim. gece ev ahalisini yatırıp geldi yanıma. ben uykulu halde iken gelmesi, benimle  uğraşması, yüzümü kulağımı çekiştirmesi, saçımı okşaması, sabah da benden erken kalkıp gitmesi.. bunlar acaip hoşuma gitti. o gidince uykum kaçıyor, öyle yatakta salak salak sırıtıyorum, hatta çok geçmeden arayıp onu sevdiğimi söylüyorum :) 

hani yalnızlığın ne demek olduğunu, nasıl bi boşluk olduğunu çoook iyi bilen biri olarak bu yaşadığım şeyin değerini size anlatamam. en güzeli de bu yaşadıklarımı yapmak istediğim için değil, karşımdaki insan bana öyle hissettirdiği için yapıyorum. kısacası, aşk sevgi güzel şey. birine güvenmek güzel şey. birine sırtını yaslayabilmek, hayatındaki salak saçma sorunları dünyanın derdiymiş gibi anlatabilmek güzel şey. 

foto= tumblr, premiumm